Ürdün sınırına yakın Dera il merkezine 40, Şam’a ise 140 kilometre uzaklıkta bulunan Busra, Roma’dan Osmanlı’ya uzanan çok katmanlı tarihiyle öne çıkıyor.AA muhabiri, kentin tarihi arka planını ve önemini, Suriye Turizm Bakanlığı belgeleri ile açık kaynaklarda yer alan bilgilerden derledi.634 yılında İslam ordularınca fethedilen ilk Bizans şehirlerinden Busra, Emeviler döneminde de önemli bir dini ve kültürel merkez haline geldi.1980’den bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan kent, görkemli Roma tiyatrosu ve İslam’ın ilk dönemlerinden kalan eserleriyle dikkati çekiyor.AA ekibi, Rahip Bahira’nın adını taşıyan manastırın günümüzdeki son halini görüntüledi.Yaklaşık 1500 yıl önce inşa edildiği değerlendirilen manastırdan, günümüze yalnızca bazı kalıntılar ulaşabildi. Erken Hristiyanlık dönemine ait olduğu düşünülen yapının taş duvar parçaları, sütun temelleri ve apsis bölümünün izleri halen ayakta duruyor.Kentte tur rehberliği yapan bölge sakinlerinden Ahmed el-Mikdad, “Burası antik bir kent. Burası Hz. Muhammed’in çocukken Rahip Bahira ile karşılaştığı bölge olarak bilinmektedir. Bahira burada Peygamber Efendimiz ile tanıştı. Busra şehrinde (antik kent ve çevresi) savaş öncesi yaklaşık 40 bin kişi, Antik kentin merkezinde ise sadece 5 bin kişi yaşıyordu. İnsanlar burada yaşıyordu ve önemli turistik bir yerdi. Esed rejimi ve İran destekli milislerin saldırıları sonucu bölge halkının yüzde 99’u göç etti. Manastır saldırılardan zarar gördü.” dedi.Busra’da devenin çöktüğü noktada inşa edilen cami, zamanla bölge halkı için önemli bir ibadet ve ziyaret mekanı haline geldi.Bugün ayakta olan yapı, hem dini hatırası hem de arkeolojik değeriyle, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Busra’nın dikkati çeken eserlerinden biri olmayı sürdürüyor.Caminin müezzini Abdullah Nicim, caminin Hz. Muhammed’in devesinin çöktüğü noktada inşa edildiğini belirterek, “Kur’an-ı Kerim taşıyan deve burada çöktü. Deve (korumak için içeri alınan) bu kayanın üzerine çöktü ve sonrasında Şam’a devam etti.” dedi.Tarihi yapının bakıma ihtiyaç duyduğunu kaydeden Nicim, “Cami şu an aydınlatılmaya muhtaç durumda. Bunun için en azından bir güneş paneli olursa camiye gelenler içerde Kur’an-ı Kerim okuyabilir.” ifadesini kullandı.Tarih boyunca Akad, Amori, Kenan, Arami halklarının yanı sıra Roma ve Bizans gibi büyük uygarlıkların etkisi altında kalan Busra’daki tarihi yapılar, ziyaretçilerine adeta zamanda yolculuk imkanı sunuyor.Bölgede Roma Tiyatrosu (antik tiyatro), Busra Kalesi, Serir Bint el-Melik Tapınağı, Zafer Kemeri, El-Hawa ve El-Nabati kapıları gibi öne çıkan tarihi yapılar yer almaktadır.Busra’nın simge yapılarından Roma Tiyatrosu, İmparator Trajan döneminde 2. yüzyılda inşa ettirildi. 15 bin kişilik kapasitesi ve bazalt taş işçiliğiyle bölgenin en görkemli yapısı olmayı sürdürüyor.7. yüzyıldan itibaren tiyatronun çevresine kalın sur duvarları, kuleler ve burçlar eklenerek kaleye dönüştürüldü. Yapı haçlı seferleri sırasında savunma amaçlı kullanıldı.Dünyada tamamen sağlam kalmış nadir Roma antik tiyatrolarından biri sayılan yapıyı çevreleyen surlar ve kuleler hala görülebiliyor.Suriye’deki iç savaşta antik kentteki birçok tarihi yapı devrik rejim güçlerinin saldırıları sonucu zarar gördü.Turizmin yeniden canlanması durumunda Busra, yeniden turizm merkezlerinden biri olabilir.Devrik Esed rejimi güçleri, Busra Tiyatrosu’nu bölge halkına saldırılarında askeri nokta olarak kullandı.Bölgede saldırılara maruz kalan tarihi yapılar ve boşaltılan tarihi evlerin son durumunu AA ekibi dronla görüntüledi.